Rusya’nın Afrika Politikası

0

Sovyetler Birliği, Afrika’nın dekolonizasyon sürecinde ister Batı ülkelerinin eski kolonilerinin bağımsızlıklarının kazanılmasında ister ekonomik, teknik, sağlık, askeri yardım ve işbirliği çerçevesinde eski kolonilerin altyapısının oluşturulmasında aktif rol oynamıştır. Bağımsızlıklarını yeni kazanmış Afrika ülkelerinin Doğu Bloğuna yönelmesindeki cezbedici unsur ise Sovyetler Birliği’nin kendi kolonyal geçmişini eleştirerek her türlü sömürgeci söyleme karşı çıkması olmuştur. Dolayısıyla Sovyetler, aktif bir şekilde kendi cephesinde müttefik çekme çabası içine girmiştir. SSCB’nin dağılmasıyla birlikteyse Rusya, kendi iç sorunlarına daha fazla önem vererek dış politikada etkinliğini ikinci plana yerleştirmek zorunda kalmıştır. Afrika’daki güçlenme/canlanma dönemi Vladimir Putin’in iktidara gelmesi ile yeni ivme kazanmıştır.

Rusya ile Afrika ilişkilerinin tarihine bakacak olursak, 19. yüzyıl ortalarından itibaren Rus basınında sistematik bir şekilde Afrika kıtası ile ilgili çalışmalar yayımlanmaya başlamıştır. Bu çalışmalar daha çok yeni ve tanınmayan bölgeler hakkında genel bilgilendirme amaçlı kamuoyunun nabzını ölçme şeklinde tanımlanabilir. Çünkü basında, Rusya’nın Afrika’daki Batılı güçler gibi nüfuz etmek veya onların henüz kontrolü altına girmeyen bölgelerde muhtemel etkinlik alanları oluşturmak gibi çeşitli görüşler sık sık seslendirilmeye başlamıştı. O tarihlerde Abissinia (Habeşistan henüz Batı’nın kontrolüne geçmemiş, şimdiki Etiyopya) bu tür nüfuz kurma faaliyetleri için daha uygun görülüyordu. Bazı basında Abissinia halkının Ortodoks kültürüne daha kolay uyum sağlayabileceği de vurgulanıyordu. Rusya Kozaklarından Nikolay Aşinov’un bir istimar faaliyeti olarak tanımlayabileceğimiz projesi basında çok tartışılmıştı. Hatta 1888-89 yıllarında Aşinov’un Afrika kıtasında Kozak yerleşim yeri projesini hayata geçirmek amacıyla düzenlenecek olan misyon için kısa bir süre içinde bin rubleden fazla bir miktar bağış toplanmıştı. Rus gazete ve dergileri, ayrıntılı bir şekilde sefer hazırlıklarını kaleme alıyorlardı. Basının radikal kanadı, Rusya’nın sömürgecilik özelinde aktif bir politika izlemesi gerektiğini savunuyordu. Fakat Çarlık Rusya’nın Dışişleri tarafından bu keşif gezisi, Fransa ile bölgede çatışmaya yol açabileceği gerekçesi ile resmi olarak desteklenmemişti. Misyon görevlileri, Aşinov’un önderliğinde Tacura (Tadjourah) sahiline ulaşıp, terk edilmiş bir bölgede yerleştiler ki burası, o dönemde Fransa’nın kontrolü altındaydı. Fakat Fransızlar, bu duruma göz yummadılar ve Şubat 1889’da bu bölgede çatışmaya girdiler. Rus ‘Devlet Gazetesi’ ise bu olayda dökülen kandan tamamen Aşinov’u sorumlu tutmuş ve Fransa ile diplomatik çatışmaya girmemiştir.

Rusya’nın Afrika kıtasına olan ilgisi II. Dünya Savaşı’ndan sonra giderek artmıştır. 1960’lı yıllarda SSCB’nin eğitim kurumlarında (öncelikle Rossiyskiy Universitet Drujbı Narodov (RUDN) / Rusya Halkların Dostluğu Üniversitesi) Orta Doğu ve Afrika ülkelerinden gelen on binlerce öğrenci eğitim alarak ülkelerine doktor, mühendis, teknisyen ve diğer alanlarda çalışmak üzere meslek erbabı olarak dönmüşlerdir. Ayrıca SSCB’nin farklı bölgelerinde askeri eğitim alanların sayısı da azımsanamayacak kadar çoktu. 1984 yılında SSCB, Afrika kıtasındaki 46 ülke ile istikrarlı diplomatik ilişkiler yürütmekteydi ve yeni bağımsızlıklarını kazanan Afrika ülkeleriyle ise birçok alanda işbirliği geliştirmekteydi. BM ve BMGK’da bu ülkelere kıta devletlerinin birçoğuna güvenlik sistemlerinin oluşturulmasında yapıcı/büyük destek vermekte (dolayısıyla askeri-teknik işbirliği çerçevesinde 1980’lerin ortasına gelindiğinde Afrika ülkelerinin askeri uçak, tank, helikopterlerin büyük bir kısmı SSCB’de üretilmişti), en büyük kaynakları ise genç devletlerin ulusal ekonomilerini kurması (finansman, bilimsel ve teknik personelin eğitimi, büyük projelerin planlaması vs.) için ayırmaktaydı. 1980’lere kadar Afrika’da yaklaşık 100 üniversite kurulmuş, 450 bin uzman yetiştirilmişti. SSCB ve Afrika ülkeleri arasında ticaret hacmi 1960-1984 yılları için 13 kat artarak yaklaşık 5 milyar dolara ulaşmıştır. Sebeplerden biri olarak gösterilebileceğimiz, iki ideolojik blok arasında teknoloji ve silahlanma yarışının SSCB’yi ekonomik büyük yüklere götürdüğü ve 1985 sonrası bunalımlara yol açmaya başlamasıyla Mihail Gorbaçov’un ‘perestroyka (yeniden yapılanma)” ve ‘glastnost (açıklık)” reformlarına yöneldiği bilinmektedir. Bu sayede Soğuk Savaşı kademeli olarak sona ermiş oldu, ancak bu çalkantılı dönemi SSCB’nin dağılma süreci izledi. Dolayısıyla yeni Rusya, kendini toparlayana kadar birçok alanda ve Afrika’daki politikalarında geri adım atmak zorunda kalmıştır.

Rusya’nın dünya siyasetine geri dönüş olarak nitelenebilecek yeni dönemi Vladimir Putin’in iktidara gelmesi ile başlamıştır diyebiliriz. SSCB döneminde elde edilen ve sonrasında kaybedilen veya dondurulan nüfuz alanlarını kısa bir süre içinde yeniden kazanma süreci içine girilmiştir. Günümüzde Rusya’nın Afrika’daki etkinliği daha çok rekabet edebileceği alanlarda görülmektedir. Bu alanlar doğal kaynakların keşfi ve işlenmesi, nükleer ve hidroelektrik santrallerin kurulması, askeri-teknik işbirliği, uydu ve iletişim sistemlerinin oluşturulması, sağlık ve eğitim alanlarında işbirliği, doğal afetlerde kurtarma sistemleri gibi alanlardır.

Dünya piyasalarında büyük talipleri olan Afrika’nın doğal kaynaklarının çıkarılmasında neredeyse Rusya’nın tüm büyük şirketleri sahada çalışmaktadırlar. Bu şirketlerin arasında Rusal (Gine, Namibya, Nijerya, Güney Afrika’da – alüminyum, boksit), SeverStal (Burkina Faso, Gine, Gabon, Kongo Cumhuriyeti, Liberya, Güney Afrika’da – demir cevheri, altın keşfi ve üretimi), Russkiy Hrom (Güney Afrika, Zimbabve’de – platin, kromit çıkarma işleri), Rosatom (Mısır, Gana, Nijerya, Tanzanya, Güney Afrika’da – nükleer santrallerin inşası, uranyumun cevheri arama ve üretimi), Rosneft (Mozambik, Zimbabve, Malavi, Cezayir’de – petrol arama, petrol boruları inşaatı), Renova (Güney Afrika, Gabon, Mozambik’te – Manganez cevheri çıkarımı, ferroalyaj üretimi, uranyum araştırmaları, altın), Lukoil (Gana, Fildişi Sahili, Kamerun, Sierra Leone, Mısır, Nijerya’da – Petrol alanlarının keşfi ve geliştirilmesi), Evraz (Güney Afrika’da – vanadyum çıkarımı, çelik imalatı), Gazprom (Cezayir, Nijerya, Libya, Namibya’da – gaz ve petrol sahalarının keşfi ve geliştirilmesi, doğalgaz boru hatlarının inşası ve diğer ulaşım altyapı çalışmaları), Alrosa (Angola’da – elmas çıkarımı, hidroelektrik santral sistemleri). 20’den fazla Afrika ülkesi Rusya ile ortak askeri-teknik işbirliği yürütmektedir. Rusya askeri teçhizatı ve askeri ürünlerin yıllık sevkiyat hacmi 1 milyar doları aşmakta; 2013 yılında Rusya’nın payı Afrika silah ve askeri teçhizat pazarının % 30’unu oluşturmuştur (Kuzey Afrika’da % 40’ın üzerinde, Sahraaltı Afrika’da % 12-15). Ekonomik ve askeri işbirliği büyüklüğü ile kıyaslandığında yumuşak gücün kurumsal ağı son derece zayıftır: 7 ülkede 8 Rus kültür merkezi, 5 ülkede ‘Russkiy Mir’ (Rus Dünyası) ofisleri faaliyet göstermektedir. BRICS ülkelerinin etkinliği ile kıyaslandığında, Rusya’nın bugünkü Afrika’daki varlığı tam anlamıyla ‘dönüş’ olarak nitelendirilemese de bu sahada iddialıdır diyebiliriz.

Kaynakça:

Корендясов, Е.Н., Российско-африканские отношения на новом старте, Вестник РУДН, серия Международные отношения, июнь 2016, том 16, № 2
Яковлева, Е.В., Политика России в Африке по материалам российской периодической печати конца XIX в., Вестник Нижегордского университета им. Н.Лобачевского,2016, Nо5, стр. 113-118
Ибатуллин А.Ф. Россия и Африка на рубеже ХХ–ХХI вв.: итоги и перспективы сотрудничества, Вестник РУДН, серия История России, 2016, № 2
Дейч, Т.Л., Региональная политика БРИКС в Африке, ВЕСТНИК МЕЖДУНАРОДНЫХ ОРГАНИЗАЦИЙ. Т. 10. № 2 (2015)
http://www.mid.ru/ru/maps
http://oldsmb.economy.gov.ru/content/guide/doingbusiness/sales/export/m,f,309940/
http://economy.gov.ru/minec/activity/sections/foreigneconomicactivity/cooperation/economicaa
https://rossaprimavera.ru/article/vzaimootnosheniya-rossii-i-afriki-istoriya-sovremennost-perspektivy

Share.

Yazar Hakkında

İlköğretim ve ortaöğretimini Bişkek’te okudu. Lisans eğitimini Bişkek Sosyal Bilimler Üniversitesi Gazetecilik bölümünde tamamladı. 2013 yılında eğitimini devam etmek üzere İstanbul'a gelerek İstanbul Medeniyet Üniversitesi’nde yüksek lisans eğitime başlamıştır. Halen ekonomi ve uluslararası ilişkiler alanlarında araştırmalarını sürdürmektedir.

Yorum Yap