Kongo’da Kobalt Madenciliği ve Çocuk İşçiler Meselesi

0

Dünyanın dört bir yanında insanlar cep telefonlarına, tabletlerine, dizüstü bilgisayarlarına ve diğer taşınabilir elektronik cihazlarına enerji sağlamak için şarj edilebilir pillere giderek daha fazla ihtiyaç duymakta. Bunun sonucunda taşınabilir elektronik cihazlar ve şarj edilebilir piller için büyüyen küresel pazar, lityum-iyon şarj edilebilir pillerin önemli bir bileşeni olan kobalta olan talebi giderek arttırıyor. Co sembolü ve 27 atom numarasıyla kimyasal bir element olan kobalt son zamanlarda giderek artan önemine paralel olarak teknoloji pazarında ismine sıkça rastlamamıza rağmen gündelik hayatta kullanılması çok daha eski tarihlere uzanmaktadır. Pers ve Mısır İmparatorluklarının seramik ve camları renklendirmek için kendisine has bir maviye sahip olan kobaltı, boya malzemesi olarak kullanıldığı bilinmektedir. Yine aynı şekilde Çin’de Tang (MS 600-900) ve Ming hanedanları da (MS 1350-1650) seramikleri için boya malzemesi olarak kullanmışlardır.[1] Bir metal olarak kobaltın keşfi ise 1735 (bazı kaynaklarda 1739) yılında İsveçli kimyager George Brandt tarafından gerçekleştirilmiştir. Keşfedilen bu metale verilen kobalt ismi, Almanca cin veya kötü ruh anlamına gelen kobold kelimesinden türetilmiştir. Korkutucu bir anlam yüklenmesinin sebebi, cevher işlendiğinde oksitlenen arseniğin ölümcül ve korkutucu dumanlar çıkarması nedeniyle korkan madencilerin bu ismi kullanmış olmasıdır.[2] 1904 yılında Kanada’da ve 1914 yılında ise Kongo Demokratik Cumhuriyeti’nin (KDC) Katanga eyaletinde büyük maden yataklarının keşfedilmesi ile birlikte kobalt madenciliği önem ve hız kazanmıştır. Dünya genelinde üretilen toplam 140.000 ton kobaltın % 60’ını tek başına gerçekleştiren KDC 2018 yılı verilerine göre kobalt üretiminde ilk sırada yer almaktadır. KDC metalin ihracatında da % 37’lik bir oran ve 1,9 milyar dolarlık ihracat değeriyle ilk sırada yer almaktadır. İthalat listesinde ise ilk sırada toplam ithalatın % 43’ünü gerçekleştiren Çin yer alırken, onu % 13’lük payla ABD ve % 11’lik payla Japonya takip etmektedir.[3]

Kobalt sahip olduğu birçok benzersiz özellikleri nedeniyle farklı üretim alanlarında büyük bir öneme sahiptir. Metalin kendine özgü fiziko-kimyasal özellikleri, diğer maddeler kullanılarak ikame edilemeyen birkaç temel işleve dönüşmektedir. Bu özelliklerden başlıcaları aşınmaya ve oksidasyona (elektronların bir atom ya da molekülden ayrılmasını sağlayan kimyasal tepkime) dayanıklı, ferromanyetik (herhangi bir mıknatısın manyetik alanı içerisindeyken o mıknatısın manyetik alan çizgileri ile aynı yönde mıknatıslanabilmesi) ve elektrik iletir bir yapıya dönüşüyor olmasıdır. Kobaltın şarj edilebilir piller, elektronik cihazlar, katalizörler, alaşımlar ve sağlık hizmetleri açısından önemi, teknoloji geliştirme yatırımlarının vazgeçilmez bir parçası haline gelmesine neden olmuştur. Özellikle akıllı telefon ve dizüstü bilgisayarların pillerinde kullanılmasıyla birlikte biz farkında olmadan günlük hayatımızda sürekli kullandığımız ve ihtiyaç duyduğumuz bir meta olmuştur. Ayrıca bazı alaşımlar içerisinde kullanılarak gaz türbinli motorların ve giderek yaygınlaşan elektrikli araçların üretiminde kullanılması giderek artan önemini göstermektedir.

Cebimizdeki Telefonun Kongo’da Başlayan Hikayesi

Yazının başında da ifade edildiği gibi kobalt üretiminin büyük bir çoğunluğu KDC’de gerçekleşmektedir. KDC’deki kobalt madenciliğinin tarihi, devletin en önemli maden şirketlerinden biri olan Gécamines’i, bir başka isimle faaliyet gösterdiği 20. yüzyılın başlarına kadar götürmek mümkündür. 1906 yılında bir İngiliz-Belçika madencilik şirketi olarak faaliyet gösteren Union Minière du Haut Katanga’nın (UMHK) 1965 yılında iktidara gelmiş olan Mobutu Sese Seko tarafından millileştirilme çabaları, şirket ve hükümet arasında anlaşmazlıklar yaşanmasına neden olmuştur. Hükümetten bağımsız hareket etmeye başlayan UMHK, millileştirilmeye direnmesinin yanı sıra işlediği madenlerin fiyatlandırmasını ve ihracatını kendisi kontrol etmeye çalışmaktaydı. Bunun üzerine Mobutu, şirket tarafından üretilen madenlerin ihracatının durdurulması ve UMHK’nin madencilik faaliyetlerini yönetmek için geçici bir kurul kurulması kararını verdi. 1966 yılında devlet kontrolüne girmesine müteakiben bugünkü ismini (Gécamines) alan şirket, Afrika’nın en büyük madencilik şirketlerinden biri olmuştur.[4] Fakat 1974’te kobaltın küresel piyasalarda fiyatının düşmesi nedeniyle Gecamines’in faaliyetleri 1980’lerde durma noktasına gelmiştir. Ayrıca 1990’lı yıllarda Kamoto Madeni’nin kapatılması ve Shaba’daki etnik ayaklanmalar gibi birçok sorun nedeniyle üretimde ciddi düşüşler yaşanmıştır.[5] 2003 yılında İkinci Kongo Savaşı’nın son bulmasıyla birlikte KDC’de benimsenen serbest ekonomi anlayışı ülkedeki madencilik sektöründe de hissedilmiştir. Bu süreçte özellikle yabancı madencilik şirketleri ile ortaklıklar kurulmaya çalışılmıştır. İngiliz-İsviçre şirketi Glencore International, Amerikan şirketi Freeport-McMoran ve Londra merkezli Eurasian Natural Resources Corporation gibi şirketlerle anlaşmalar yapılmış ve bu şirketlere önemli imtiyazlar verilmiştir. Küresel piyasada rekabet gücünü arttırmak amacıyla şirket, 2013 yılında ABD’li iş adamı ve Amerikan Yahudi Kongresi Başkanı Jack Rosen’i yönetim kuruluna atamıştır.[6] Son zamanlarda ise Çinli şirketlerin bölgede faaliyetleri dikkat çekmektedir. Özellikle Zhejiang Huayou Cobalt şirketi, çıkarılan kobaltı bölgede işledikten sonra Çin’e götürerek teknoloji devlerine satmaktadır.

Son zamanlarda KDC, ülkede sayıları gittikçe artan çocuk işçiler ile ilgili haberler ile gündeme gelmeye başladı. Bu süreçte kobalt madenlerinin çalışma koşulları ve insan hakları ihlallerine dair birçok haber, analiz ve rapor hazırlanmıştır. Bunlardan biri olan Uluslararası Af Örgütü’nün küresel kobalt ticareti ve KDC’deki insan hakları ihlallerine ilişkin raporu, özellikle kobalt madenlerinde çalıştırılan çocuklara dair önemli bir çalışma olmuştur. Rapora göre çocuk işçilere genellikle devlet kontrolü olmayan maden işletmelerinde rastlanmaktadır. Ülkede bulunan kobalt kaynağının en az % 20’si, ‘artisanal’’ olarak ifade edilen küçük ölçekli ve herhangi bir şirkete ait olmayan madencilik faaliyetleri ile çıkarılmaktadır.[7] Yerel halk tarafından gerçekleştirilen artisanal madencilik, kazalara veya hastalıklara karşı tedbir alınmadan ve herhangi bir mercii tarafından kontrol edilmeksizin çok kötü şartlar altında yürütülmektedir. Bu üretim süreci, kontrol edilemeyen ve gittikçe büyüyen bir çocuk işçi sorununu da beraberinde getirmektedir. UNICEF’in hazırladığı rapora göre 2014 yılında, yalnızca KDC’nin güneyinde bulunan Katanga bölgesinde, 40.000 kız ve erkek çocuğun çalıştığı tahmin edilmektedir.[8] Bu sayı bölgede çalışan toplam madenci sayısının yaklaşık üçte birine denk gelmektedir. Çocukların çalıştırıldığı işler çoğunlukla endüstriyel atıklardan veya yüzeye çıkarılmış kaya parçalarından kobalt kazımak, bir araya toplanan kobaltı yıkamak ve kuruması için açık alana sermek gibi maden ocaklarının dışında gerçekleştirilen işlerdir. Fakat artan talebi karşılamak ve daha fazla kazanmak için metrelerce uzunluktaki tünellere de girmek zorunda bırakılmaktadırlar. Çocukların yüzeyde veya tünellerin içinde gerçekleştirdikleri tüm madencilik faaliyetleri, tıpkı yetişkinler gibi eldiven veya yüz maskesi kullanılmadan yürütülmektedir. KDC’de yapılan araştırmalar, her gün kobalt çıkartmak için çalışarak uzun saatler harcayan madencilerin büyük çoğunluğunun eldivenler, iş kıyafetleri veya yüz maskeleri gibi en temel koruyucu ekipmana sahip olmadığını ortaya koymuştur.[9] Olumsuz şartlar altında yaşadıkları fiziksel zorlukların yanı sıra emekleri sömürülen çocuklar günde bir-iki dolar kazanmak için madenlerde günde 12 saate kadar çalışmaktadırlar. Okula giden çocuklar hafta sonları veya okul saatlerinden sonra madenlere giderek çalışırken, okula başlamayan veya devam etmeyen çocuklar ise hastalıktan çalışamaz hale gelene kadar tüm günlerini madenlerde geçirmektedirler.[10] Her ne kadar uluslararası basında ve akademik raporlarda özellikle çocuklara dikkat çekilmiş olsa da söz konusu metalin muhtevası önlemler alınmadan çalışan tüm işçilerin hayatını tehlikeye atacak niteliktedir. Kobalt içeren toza sürekli maruz kalmak, “sert metal akciğer hastalığı” olarak adlandırılan potansiyel olarak ölümcül bir akciğer hastalığına neden olabilmektedir. Ayrıca kobalt parçacıklarının solunması solunum hassasiyeti, astım, nefes darlığı ve solunum fonksiyonlarının azalması gibi akciğer hastalıklarına neden olabilirken deriyle temas olması halindeyse ciddi cilt hastalıkları kaçınılmaz hale gelmektedir.[11]

Sonuç

KDC’de hükümet artisanal madenciliğin neden olduğu insan hakları ihlallerini çözmek için yetersiz kalmış, gerekli adımları atmamıştır. 2011’de 9 yıl içinde çocuk işçiliğini ortadan kaldırmak için ulusal bir eylem planı hazırlanmasına rağmen plan henüz resmen kabul edilmemiştir. Hazırlanan eylem planları, uluslararası insan hakları kuruluşlarının hazırladıkları raporlar ve taraf olunan sözleşmelere rağmen devlet yetkililerin çocuk işçiliğine engel olmamasının bir sebebi olarak söz konusu maden işletmelerinin rüşvet vermesi olduğunu belirten bazı araştırmalar da bulunmaktadır.[12] Devletin madencilik faaliyetlerindeki denetimsizliği yabancı devletlerin suiistimali ile sonuçlanmaktadır. Çinli şirketlerin bölgedeki endüstriyel madenlerin çoğunu yönetmelerinin yanı sıra Çinli yatırımcılar, çocuk işçilerin çalıştığı maden ocaklarının yakınlarına yerleşerek bireysel olarak kobalt üretimini ve ticaretini kontrol edebilmektedir.[13] Çin’in resmi olmayan maden işletmelerinden kobalt tedarikine devam etmesi çocuk işçi sorununun artarak devam edeceğini göstermektedir. Son zamanlarda artan tepkiler üzerine, ithal ettikleri malın kalitesi, miktarı, fiyatına zarar gelmediği sürece nasıl üretildiğiyle ilgilenmeyen Apple, Samsung, Microsoft ve Tesla gibi dünyaca ünlü büyük teknoloji şirketleri/devleri tedarik zincirleriyle ilgili açıklama yapmak zorunda kalmıştır.[14] Bazıları artisanal madenciliklerden kobalt alımını kestiklerini açıklayarak, bazıları kobaltı az kullandıklarını söyleyerek çocuk işçilerle ilgili kullanıcılarının ve kamuoyunun gönlüne su serpmeye çalışmayı tercih etmektedirler. Fakat denetimin yetersiz olduğu bir sektörde karmaşık tedarik zinciri içinde bunun ne kadar mümkün olduğu tartışmalıdır. Dünyanın gözü önünde gerçekleşen bu insan hakları ihlalinin, tedbirlerin alınmaması halinde kobaltın artan önemine paralel olarak artması beklenmektedir. Bu uygulamalarının son bulması için uluslararası kamuoyu baskılarını arttırmalı, enerji güvenliği insan güvenliğinin önüne geçirilmemelidir.

Not: Bu makale, AA Analiz’de “Kongo’nun kobalt zenginliği felakete dönüşüyor” başlığıyla 02.08.2019 tarihinde yayınlanmıştır. Ayrıntılı bilgi için tıklayınız. 

KAYNAKÇA

Amnesty International (2016). This Is What We Die For, London, Amnesty International Ltd.

Young, Crawford; Turner, Thomas Edwin (2013). The Rise and Decline of the Zairian State. Madison: University of Wisconsin Press.

Afrika’da Kobalt Madeni, https://www.miningafrica.net/natural-resources-africa/cobalt-mining-in-africa/ (Erişim Tarihi: 19 Temmuz 19)

Artisanal madencilik, http://faircongo.com/2017/08/23/artisanal-small-scale-mining-asm/ (Erişim Tarihi: 20 Temmuz 19)

İşyerinde Güvenlik ve Sağlık Konuları: Kobalt, http://www.cdc.gov/niosh/topics/cobalt/  (Erişim Tarihi: 21 Temmuz 19)

KDC’de Çocuk İşçiler, https://www.unicef.org/childsurvival/drcongo_62627.html (Erişim Tarihi: 21 Temmuz 19)

KDC’de Kobalt Madeni,https://thebestofafrica.org/cobalt-mining-democratic-republic-congo-need-reform-regulation/ (Erişim Tarihi: 19 Temmuz 19)

KDC’de Çin’in Faaliyetleri, https://www.theguardian.com/global-development/2018/oct/12/phone-misery-children-congo-cobalt-mines-drc

Kobaltın Tarihi, https://www.cobaltinstitute.org/history-of-cobalt.html (Erişim Tarihi: 19 Temmuz 19)

Kobaltın ithalat ve ihracat verileri, https://oec.world/en/profile/hs92/8105/ (Erişim Tarihi: 19 Temmuz 19)

Jack Rosen’in Kongo’da Maden İşletmeciliğinin Başına Geçmesi,https://www.agenceecofin.com/gestion-publique/0711-14892-rd-congo-la-gecamines-nomme-l-homme-d-affaires-americain-jack-rosen-comme-administrateur (Erişim Tarihi: 20 Temmuz 19)

Teknoloji Şirketlerinin Açıklamaları, https://www.cbsnews.com/news/cobalt-children-mining-democratic-republic-congo-cbs-news-investigation/ (Erişim Tarihi: 21 Temmuz 19)

DİPNOTLAR

[1] https://www.cobaltinstitute.org/history-of-cobalt.html

[2] https://www.miningafrica.net/natural-resources-africa/cobalt-mining-in-africa/

[3] https://oec.world/en/profile/hs92/8105/

[4] https://thebestofafrica.org/cobalt-mining-democratic-republic-congo-need-reform-regulation/

[5] Young, Crawford; Turner, Thomas Edwin (2013). The Rise and Decline of the Zairian State. Madison: University of Wisconsin Press, s.290-293

[6] https://www.agenceecofin.com/gestion-publique/0711-14892-rd-congo-la-gecamines-nomme-l-homme-d-affaires-americain-jack-rosen-comme-administrateur

[7]  Artisanal madencilik hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. http://faircongo.com/2017/08/23/artisanal-small-scale-mining-asm/

[8] https://www.unicef.org/childsurvival/drcongo_62627.html

[9] Amnesty International January, 2016, s.21

[10] Amnesty International January, 2016, s.6

[11] Center for Disease Control (CDC), Workplace Safety & Health Topics: Cobalt, http://www.cdc.gov/niosh/topics/cobalt/

[12] Amnesty International January, 2016, s.8

[13] https://www.theguardian.com/global-development/2018/oct/12/phone-misery-children-congo-cobalt-mines-drc

[14] https://www.cbsnews.com/news/cobalt-children-mining-democratic-republic-congo-cbs-news-investigation/

Share.

Yazar Hakkında

Mustafa Yasir Kurt, 1995 yılında Ilgın/Konya’da doğdu. İlköğretim ve lise eğitimini İnegöl/Bursa’da tamamladı. 2018 yılında İstanbul Medeniyet Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler bölümünden mezun oldu. 2018-2019 eğitim yılında başlamış olduğu İstanbul Medeniyet Üniversitesi Uluslararası İlişkiler anabilim dalında tezli yüksek lisans eğitimine devam etmektedir. İleri düzeyde İngilizce, orta düzeyde Farsça bilmektedir. İlgi alanları arasında uluslararası güvenlik, Ortadoğu-Afrika ilişkileri ve Orta Afrika yer almaktadır.

Yorum Yap