Kim Bu Vandallar?

0

Kim Bu Vandallar?

Türk Dil Kurumu’nun sitesinde yer alan Güncel Türkçe sözlük içerisinde arama yapıldığında Vandal sözcüğü iki farklı anlamı ile karşımıza çıkmaktadır: Bugün daha çok geri planda kalan fakat kelimenin asıl ifade ettiği manaya göre Vandal, “Miladın başlangıç yıllarında yaşayan ve Roma İmparatorluğu ile yaptığı savaşlarda acımasızlığı ile ün salan bir Doğu Cermen halkı” tanımını karşılamaktadır.  Diğer bir söyleyişle “eski kültür ve sanat anıtlarını yakıp yıkan, bunların değerini bilmeyen kimse veya topluluk/topluluklar”, Vandal kelimesi ile ifade edilmektedir. Buradan hareketle, vandallık “kültür ve sanat eserlerini yakıp yıkma davranışı” olarak adlandırılmaktadır.

Türkçe yazılışı İngilizcesi ile aynı olan kelimenin İngilizce’de karşıladığı anlam sorgulandığında, genellikle “kamuya ait şeylere zarar verme güdüsü taşıyan kişi[1]” anlamı ön plana çıkmaktadır. Buradan hareketle “vandalism” terimi, İngilizce’de “güdüsel olarak kamuya ait şeylere zarar verme suçuna2” karşılık gelmektedir. Aynı şekilde Vandal kelimesinden türetilen vandalize terimi ise “güdüsel olarak diğer insanlara ait şeylere zarar verme eylemini”  ifade etmektedir.

Görüldüğü üzere esas itibariyle eski dönemlerde yaşamış Cermen kavimlerinden olan Vandallara karşı tanımlama aşamasında oldukça olumsuz bir tutum söz konusudur. Zira kullanımı incelendiğinde, Vandal sözcüğü zamanla yıkım (destruction) sözcüğü ile eş anlamlı olarak kullanılabilecek duruma gelmiştir.

Kısa Bir Tarihsel Kesit: Vandallar

Ortak tarihimiz düşünüldüğünde, Vandallar tarihsel süreç içerisinde oldukça sınırlı bir zaman diliminde kendilerine yer edinebilmiş olmalarına rağmen etkileri -en azından çağrışım bazında- günümüze kadar uzanmaktadır. Avrupa tarihi bütün olarak incelendiğinde, Vandallar ve Vandal Krallığı -giriş bahsinden de anlaşılabileceği üzere- talancılık ile tanınıp, sebepsiz yere zarar verme eylemi vandalizm adı verilmekle nitelenmiştir.

Vandalların yurtları ve asılları kesin olarak bilinememektedir. Zira bu kavime ait tarihi ve arkeolojik kaynaklar silik ve birbiriyle çelişmektedir. Bundan dolayı Vandalların yurtları ve asıllarıyla ilgili belirtilen fikirlerde herhangi bir kesinliğe rastlamak imkansıza yakındır.

Genel olarak kabul edildiği itibariyle Doğu Cermen kavimlerinden olan Vandallar, 375 yılında başlayan Kavimler Göçü sırasında ve sonrasında, Roma İmparatorluğu’nun Galya, Endülüs ve Kuzey Afrika gibi çeşitli eyaletlerini yağmalarıyla tanınmaktadırlar. Zamanla Galya ve İspanya’da büyük kıyımlar yaparak Afrika kıyılarına kadar ilerleyen Vandallar, 439 yılına gelindiğinde bugünkü Tunus’ta yer alan ve daha sonra Romalılar tarafından yok edilen Kartaca ve çevresinde Kral Geiserich idaresinde Vandal Krallığı’nı kurdular.

Vaktiyle Hristiyanlığın Katolik mezhebine bağlı olan Kral Geiserich’in Afrika’ya gelmeden kısa süre önce yine Hristiyanlığın Aryan mezhebini benimsediği rivayet edilir. Vandalların kralları öncülüğünde Aryan mezhebine geçişinin doğal sonucu olarak, Vandallar idaresi altında bulunan Katolik Hristiyanlara diğer Germen kavimleriyle kıyaslandığında çok daha fazla zarar vermişlerdir. Etkili olduğu süreçte Roma ile rekabet halinde olan Vandallar, Batı Roma’nın zayıflayarak yıkılmasında önemli rol sahibidir.

Yağmacı özellikleri ve dindaşları olmalarına rağmen mezhep farklılığından dolayı Katolik Hristiyanlara yaptıkları baskı belleklerde olumsuz iz bırakan ve Avrupalı tarihçiler tarafından baş barbar kavim olarak anılan Vandalların ve Vandal Krallığı’nın “medeni ve kültürlü bir sosyeteye” sahip olduğu da iddia edilir. Bu iddialara göre Vandal Krallığı eğitim ve bilime hassasiyetle değer vermekte idi. Kuzey Afrika’da onların idaresi altında büyük imar ve bina yapım projeleri geliştirilmişti. Bu krallıkta çok önem verilen yenilikçi kalemler ve doğa bilimciler yetişip, yaptıkları yayımlarla Batı Roma İmparotorluğu’nun geç Latin uygarlığına büyük katkılar yapmışlardı. 533 yılına kadar varlığını sürdürebilen Vandal Krallığı zamanla zayıflarak Doğu Roma İmparatorluğu tarafından tarih sahnesinden silinmiş ve Roma imparatorluğu idaresinde kalan veya Avrupa’ya göç eden Vandallar benliklerini yitirerek asimile olmuşlardır. Acaba genetik kodlar, kendisi haricindekini yani ötekiyi yok sayıp yakıp yıkan refleksler, tarihsel düreçler içerisinde değişmiş miydi?

Yukarıda kısaca tarihsel geçmişine değinilen Vandalların en etkili -ve belki de en can yakan- faaliyeti, 450 yılında Roma’nın Vandallarca yağmalanması olayıdır. Kısa süreli bir eylem olmasına ve akabinde Afrika’ya hemen geri dönülmesine rağmen Roma’nın yağmalanması, Avrupalı zihinlerde tarih boyunca onulması çok da mümkün olmayan yaraların izleri olarak kalmıştır. Zira bugün bile Vandal kelimesi olumsuz manalar içerecek şekilde kullanılmakta ve kamuya ya da herhangi bir özel şahsa ait mallara zarar veren kişilerin yaptıkları eylemler başta olmak üzere, zarar verme amacı güden birçok eylem ve eylem sahibi Vandallıkla itham edilebilmektedir.

Genişleyen Vandal Algısı

Değinildiği gibi, Vandalların yarattığı tahribat öylesine iz bırakıcı olmuştur ki, üzerinden yüzyıllar geçmesine rağmen Vandal kelimesinin çağrıştırdığı anlam, olumsuz yönde genişleyerek büyümüştür. Bu bölümden itibaren Vandal kelimesinin kullanımı çeşitli örnekler üzerinden açıklanmaya çalışılacaktır.

İlk örneğimiz, bir sosyal paylaşım sitesi olan Onedio isimli sosyal paylaşım sitesi üzerinde paylaşılan bir içerikte Vandallığa ait bazı temel özellikler -editörün bakış açısıyla- şu şekilde açıklanıyor:

“Vandallar, vandallarımız… Onlar her yerdeler. Kimi zaman bir sanat galerisinde, kimi zaman bir müzik dinletisinde… Kendi ideolojilerine, düşüncelerine, anlayışlarına ters bir film karesi, tiyatro sahnesi, sanat eseri mi gördüler; gözleri yuvalarından çıkacak gibi olur… Sanatı boş, saçma ve gereksiz bir iş olarak görürler… Sansürcülük, sabit fikirlilik alâmet-i fârikasıdır Vandalların…”

Bu paylaşımın ardından gelen ankete katılan kullanıcıların % 12’si kendisini Vandal olarak ifade etmekte herhangi bir beis görmemekte, % 11’i Vandal kelimesinin ne anlama geldiği konusunda herhangi bir fikir sahibi olmamakta, % 77 gibi büyük bir çoğunluğu ise Vandallık ile ilgili kendisine yönelik herhangi bir imayı dahi net bir dille reddetmektedir. Paylaşımın ardından gelen anket sonuçları da Vandal kelimesinin zihinlerde yer ettiği olumsuz anlamı ortaya koymaktadır. Bu sitede yer alan paylaşımda kullanılan cümlelerde de görüldüğü gibi Vandal kelimesinin karşılığı zaman içerisinde genişleme göstermiş ve bugün hemen her toplumsal olayda ideolojilerle ve çeşitli bakış açılarıyla harmanlanarak kullanılabilecek duruma gelmiştir. O kadar ki, kelimeyi kullananın tercihi doğrultusunda sansür durumu dahi bir Vandallık belirtisi olarak değerlendirilebilmektedir.

Türk siyasetinde de zaman zaman Vandal kelimesinin kullanıldığına rastlamak mümkündür. Diğer yandan siyasetten ya da ideolojik tartışmalardan farklı olarak, Vandal kelimesinin kullanımına günlük hayatta kamuya ait alanlarla ilgili tartışmalarda da rastlayabiliyoruz. Örneğin: Grafitiler… Grafiti, çoğunlukla kamusal bir alanda yer alan bir duvar ya da yüzeye çizilmiş, kazınmış veya püskürtülmüş yazı ve çizimlerdir. İlk çağlardan beri bir durumu resmetme, tanımlama ya da dikkat çekme yöntemlerinden birisi olarak ifade edilen Grafiti, bugün bilinen anlamıyla 1960’ların sonlarında Amerika Birleşik Devletleri’nin hip-hop kültürüyle birlikte doğmuştur. Modern şehirlerde otobüslerin içlerine sivri bir aletle kazınan yazılardan sokak duvarlarına sprey boyayla çizilen resimlere kadar pek çok uygulama grafitinin kapsamına girmektedir. Kimi çevrelerce bir sanat dalı olarak kabul edilirken, bir başka bakış açısı da, Grafitiyi  Vandalizm olarak değerlendirmekte ve suçla ilişkilendirmektedir. Bu konuda çeşitli tartışmalar devam etmekte ve Grafiti’nin bir sokak sanatı mı yoksa Vandallık mı olduğu yönünde farklı fikirler ortaya atılabilmektedir. Fakat çıkan ürünlere bakılacak olursa, bu tanımlamadan öte var olan bu genç kuşaktaki potansiyelin değerlendirilmesinin çok daha isabetli olacağı yönündedir.

Sonuç

Vandal kelimesi olumsuz bir anlamda, yıkım kelimesi ile eş anlamlı kullanılmaktdır. Oysa ki başlangıçta tarihsel kökenleri itibariyle eski Doğu-Cermen kavimlerinden biri olan Vandallar, Romalılarla yaptıkları mücadeleler ve bu mücadeleler sırasındaki gösterdikleri tavır nedeniyle insanlığın ortak belleğinde barbarlığı çağrıştırmaktadır.

Günümüzde çeşitli sözlükler incelendiğinde, Vandallık istisnasız olarak hemen her tanımda zarar verme eğilimi olarak nitelendirilmiş ve bu terim üzerinden başka olumsuz terimler de türetilmiştir. Tarihsel olarak oldukça sınırlı sayılabilecek bir süre içerisinde varlık gösterebilen Vandallar, çağrışım bazlı düşünüldüğünde etkilerini günümüze kadar sürdürebilmiştir. 436-533 yılları arasında Kuzey Afrika’da belirli bir bölgede krallık kuran bu kavim, özellikle 455 yılında Roma’nın yağmalanması esnasındaki tutumları neticesinde, tarih boyunca şer olarak anılan ve lanetlenen bir topluluk olma özelliğindedir.

Zamanla Vandal/Vandallık kelimesinin kullanımı oldukça kapsamlı bir genişlemeye tabi olmuş ve günümüzde spordan siyasete kadar birçok başlık altındaki konularda kullanılmaktadır. Sonuç olarak,  barbar bir kavim olma özelliği ile öne çıkan Vandallar, yaklaşık 1500 yıl önce tarih sahnesinden çekilmiş olmalarına karşın, modern insan için barbarlığın betimlemesi olarak zihinlerdeki canlılığını halen korumaktadır.

Share.

Yazar Hakkında

Hasan Aydın 1993 yılında İstanbul, Üsküdar’da doğdu. İstanbul’da geçen ilköğretim ve lise eğitiminin ardından, 2016 yılında Yalova Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler (İngilizce) Bölümünden derece ile mezun oldu. İstanbul Medeniyet Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Anabilim dalında başladığı tezli yüksek lisans eğitimini 2018'de başarıyla tamamlayıp aynı bölümde doktora eğitimine başlamıştır. İleri seviyede İngilizce bilmektedir. İlgi alanları, Din ve Milliyetçilik, Sömürgecilik ve Afrika’da ABD Dış Politikası’dır.

Yorum Yap