Enerji Potansiyeli ve Yatırımı Bağlamında Tanzanya

0

1964 yılında Tanganyika ve Zanzibar takımadalarının birleşmesiyle kurulan[1] ve bağımsızlığını ilân eden Tanzanya oldukça farklı din, dil ve etnik grupları bünyesinde barındırmasına rağmen kurulduğu tarihten günümüze herhangi bir etnik sorun, iç savaş veya askeri darbeye maruz kalmamıştır. Ekonomik açıdan henüz istenilen potansiyeli yakalayamamış olmasına rağmen siyasi açıdan oldukça istikrarlı bir ülkedir. Ayrıca Afrika’da “demokrasi geleneği açısından en gelişmiş” ülkelerden bir tanesi olmakla birlikte barışçıl bir siyasi ortama da sahiptir.[2]

Türkiye- Tanzanya arasındaki diplomatik ilişkiler 1963 yılında tesis edilmiştir.  1979’da Türkiye tarafından açılan büyükelçilik, bütçe sorunları sebebiyle 1984’te kapatılmış ve 18 Mayıs 2009 tarihinde yeniden faaliyete geçmiştir. Türkiye- Tanzanya siyasi ilişkileri her ne kadar yeni tesis edilmiş olarak görünmekteyse de geçmiş yıllarda Osmanlı Devleti ile Zanzibar Adası arasında oldukça köklü ilişkilerin olduğunu söyleyebiliriz.[3] Özellikle son dönemlerde artan üst düzey ziyaretler sayesinde Türkiye- Tanzanya ilişkileri ciddi bir ivme kazanmıştır. Türkiye’nin Tanzanya ile oluşturduğu ticaret hacmi yaklaşık resmi rakamlara göre 122 milyon Amerikan dolarıdır. Yaklaşık 870 Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının yaşadığı Tanzanya’daki Türk yatırımları 40 milyon Amerikan doları civarındadır.[4]

Tanzanya, Dünya’da en az gelişmiş ülkeler arasında yer almaktadır. Hizmet ve tarım sektörünün büyük önem arz ettiği ülkede sanayi sektörü gelişmemiştir. Bunun temel sebeplerinden bir tanesi de “enerji arzının yetersizliği ve pahalılığı” olarak ifade edilmektedir. Yapılan araştırmalar sonucunda ülkenin toplam doğal gaz rezervinin 57,27 trilyon kübik feet’e ulaştığı bilinmektedir. Ciddi bir doğal gaz tedarikçisi olma potansiyeline sahip olan söz konusu ülke “doğalgaz çevrim santralleriyle enerji” sorununu çözebilir ise “kurulacak sıvılaştırılmış doğalgaz tesisleri” vasıtasıyla “10- 15 yıl” içerisinde dünya piyasasında en önemli doğal gaz tedarikçilerinden bir tanesi olması öngörülmektedir.[5]

Tanzanya ekonomisi büyük ölçüde tarım, altın alanında madencilik ve turizm sektörüne dayanmaktadır. Balıkçılık da önemli geçim kaynaklarından bir tanesidir. Ayrıca hizmet sektörü son zamanlar da önemli bir büyüme kaydetmiştir. Hizmet sektöründeki bu artış “büyük ölçüde turizm, telekomünikasyon ve finans sektöründe yaşanan gelişmelerden kaynaklanmaktadır”. Tanzanya, bütçesinin yaklaşık %8’lik kısmını enerji kaynakları ve minerallere ayırmıştır. Bu bağlamda, enerji sektörü önemli bir yer işgal etmektedir. Fakat enerji sektöründe daha büyük atılımlar gerçekleştirilmelidir. Sahra altı Afrika ülkeleri arasında, özellikle sanayi ve hizmet sektörüne yaptığı yatırımlarla kıtanın en iyi ekonomik performans gösteren ülkeleri arasında girmeyi başaran ilgili ülke için enerji çok büyük önem arz etmektedir. Zira ülke nüfusunun yalnızca %17’si elektrik kullanabilmektedir. Zaman zaman kapasite yetersizliği sebebiyle meydana gelen elektrik kesintileri özellikle kurak geçen yaz aylarında ciddi bir sorun hâline gelmektedir.[6]

Ülkenin ana enerji kaynakları arasında %90 oranla, en yüksek olarak biokütle enerjisi yer almaktadır. Ayrıca %8 petrol ürünleri, %1,5 elektrik, %0,5’te kömür ve diğer yenilenebilir kaynaklardan faydalanılmaktadır. Ülkede kırsal alanda tüketilen enerjinin %80’i biokütleden elde edilmektedir. Bu sektörde yaşanan elektrik, bölgesel iş birliği, petrol sektörünün geliştirilmesi, elektrik arzı ve dağıtımını artırmak noktasındaki sorunların çözümü için çeşitli önlemler alınmaktadır. Bölgesel iş birliği ve ticareti artırarak, enerji verimliliğini üst seviyelere çekmeyi hedefleyen Tanzanya, milli enerji politikasını ilk olarak 1992’de yürürlüğe koymuştur. Söz konusu hükümet, 2003’te stratejisini gözden geçirerek yeniden düzenlemiş ve 2013’te de enerji alanında aynı politikayı uygulamıştır. Nitekim enerji alanında ağırlıklı olarak kereste, bio-yakıt ve kömüre ağırlık verilmesi kararlaştırılmıştır. Bu anlamda söz konusu ülke enerji politikalarında alt yapının zenginleştirilmesinin yanı sıra “milli ve ticari çıkarların arasında bir denge bularak verimli bir enerji sektörü yapılanmasına ulaşmayı” hedeflemektedir.[7]

“Güvenilir enerjisi olamayan Tanzanya, sanayisinin gelişmesinin önündeki en büyük engelin enerjisi yoksunluğu olduğunun farkındadır”. Ülkenin mevcut ve potansiyel yatırımcıları “hidro, rüzgâr, güneş enerjisi” üretimine çağrılmaktadır. Tanzanya Yatırım Merkezi’nde özellikle enerji alanında yatırımcıları bekleyen çeşitli projeler mevcuttur.[8] Ulaştırma altyapısındaki eksiklikler, sanayi alanında çeşitli aksaklıklara sebep olmaktadır. Fakat buna rağmen ülke ekonomisinde %10’luk bir büyüme kendisini hissettirmektedir. Enerji fiyatlarının yüksek olması, bu alanda yapılacak yatırımları da zorlaştırmaktadır. Bu alandaki yatırımların artırılmasıyla birlikte ekonomik büyüme kendisini daha da açık bir şekilde gösterecektir. “Milli elektrik şebekesi, yağmur yağışına bağımlı olan hidroelektrik enerjisine dayalı olduğundan Tanzanya’daki elektrik üretimi değişkendir. Hidroelektrik üretimi ülkedeki toplam enerji üretiminin 2/3’nü oluşturmaktadır. Ülkede son yıllarda hüküm süren kuraklık sonucu su seviyesinin çok düşmesi nedeniyle Tanzanya ciddi bir elektrik açığı ile karşı karşıyadır. Bu nedenle, madencilik şirketlerinden enerji ihtiyacını giderecek farklı seçeneklere, özellikle doğal gazla çalışan jeneratörlere, yönelik önemli bir talep bulunmaktadır. Bu çerçevede, rüzgâr ve güneş enerjisi elektrik talebini karşılamak için önemli yatırım alanları oluğu düşünülmektedir”.[9] Bu bağlamda gelişmekte olan ülkeler arasında olan Tanzanya, özellikle güneş ve rüzgâr enerjisi açısından oldukça avantajlı bir konuma sahiptir. Söz konusu ülke, “uygun güneş enerjisi yönetimi kapasitesi olarak İspanya ile eş değer seviyede görülürken; rüzgâr enerjisi potansiyeli ise ülkenin %10’luk bir alanını kapsayacak şekilde” düzenlenebilir konumdadır. Bu açıdan enerji alanındaki yatırımların yenilenebilir kaynakları üzerinde yoğunlaşması gerekmektedir. Tanzanya Elektrik Tedarik Şirketi (TANESCO) Yönetici Direktörü Felchesmi Mramba konuyla ilgili şu ifadeleri kullanmaktadır:

“Tanzanya yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik depolama noktasına kadar büyük planları olan bir ülkedir. Bu sebeple coğrafi potansiyelimiz hakkında temiz ve net verileri toplamak ve hatta bu kaynakların dönemsel ve günlük hareket eğilimleri saptamak bu politikaya birinci dereceden hizmet eden önemli stratejiler haline getirmektedir”.[10]

Son yıllarda Doğu Afrika’daki yabancı kaynaklı enerji yatırımları oldukça dikkat çekmektedir. Bağımsızlıktan günümüze enerji ihtiyacının büyük çoğunluğunu ithalatla karşılayan Tanzanya, “enerji kaynakları bakımından fakir bir ülke olarak” bilinmektedir. Fakat Tanzanya açıklarında yeni keşfedilmiş olan doğal gaz yatakları, “küresel enerji şirketlerinin dikkatini bu bölgeye yönlendirmiştir”. Songo Songo adası civarında yapılan keşif faaliyetleri, 2012’de “ilk defa ticari olarak işlemeye değer doğal gaz yataklarının” keşfiyle sonuçlanmıştır. Yapılan yeni keşiflerle birlikte Tanzanya’nın 2020 itibariyle doğal gaz ihracatçısı konumuna gelecek olması ABD, Çin, AB, Hindistan ve Brezilya gibi dünya siyasetindeki önemli aktörleri Tanzanya’ya yönlendirmiştir. Bu durum doğal olarak ülke üzerinde örtülü bir ABD- Çin rekabetine bir şekilde sebebiyet verebilir.[11] Örneğin Japonya, Tanzanya’daki enerji yatırımlarında önemli bir yer tutmaktadır. 2016’da yapımına başlanan Tanzanya’nın ilk doğal gaz yakıtıyla çalışan santralinin yapımı Japon firmaları tarafından üstlenilmiştir. Söz konusu proje tamamlandığında Tanzanya’nın elektrik üretimini %20’sini üretecek olan “40 MW kapasiteli Kinyerezi Doğal Gaz Kombine Çevrim Santrali”nin finansı “Japon Bankası Sumitomo Mitsui Banking Corporation” tarafından sağlanırken santralin yapımını ise Mitsubishi Hitachi Power Systems ve Toshiba Plant Systems& Services Corporation şirketleri üstlenerek Tanzanya Elektrik Tedarik Ltd. Şti. (TANESCO)’yla bir antlaşma imzalamışlardır.[12]

Türkiye- Tanzanya ekonomik ilişkileri doğrultusunda her iki ülke arasındaki ticaret hacmi dalgalı bir seyir izlemiş olsa da genel olarak bir artış trendine sahiptir. Özellikle son on senedir, genellikle Türkiye’nin lehine seyreden ticaret hacmi, “gerek mevcut ve potansiyel talebin artış yönünde olması ve gerekse ülkenin Doğu Afrika ülkelerine açılan bir kapı olması ihracatımızın artırılması için fırsat oluşturmaktadır”. Türkiye, Tanzanya’da mal ticareti ve hizmetler ticaretinin yanı sıra enerji alanında önemli bir potansiyele sahip olması sebebiyle enerji ve doğalgaz üretimi noktasında da çeşitli yatırımlar gerçekleştirmektedir.[13]

Afrika’da artan enerji ihtiyacı ve enerji yatırımları da göz önünde bulundurulduğunda Tanzanya, Gana, Kenya ve Uganda gibi Sahra altı Afrika ülkeleri ile birlikte enerji yatırımları açısından oldukça cazip bir ülkedir. Güney Afrika Cumhuriyeti’nin İzmir fahri konsolosu ve Afrika İş Konseyleri Koordinatör Başkanı Tamer Taşkın’da aynı hususun altını çizmektedir:

“Afrika ile bu bilgi becerimizi, tecrübemizi nasıl paylaşırız, 55 Afrika ülkesinin ihtiyacı olan bu teknik bilgimizi ve yatırımcılarımızı oraya nasıl ulaştırırız, onun arayışındayız. Enerji alanında sektör olarak biriktirdiğimiz bilgi ve tecrübe tüm Afrika’yı aydınlatır.”[14]

Tanzanya’da bulunan doğalgaz, kömür ve jeotermal enerji gibi kaynakların büyük çoğunluğunun henüz işlenmemiş olmaması ve bu kaynakların işleyecek imkânlarının kısıtlı olması sebebiyle Türkiye bu alanda önemli bir fırsata sahiptir.[15] Türk özel sektörü, Tanzanya’da enerji alanında çeşitli projeler gerçekleştirmekte, ayrıca “yeşil enerji alanında ve kömür santrali (termik santral) inşasında” iş birliğine gidilmesi hedeflenmektedir. Türkiye’nin Tanzanya’da enerji alanında gerçekleştirdiği projeler aşağıdaki gibidir:

  • Ruhudji hidrolik santrali (358 MW), Njömbe Bölgesi,
  • Mpanga hidrolig enerji santrali projesi (144 MW), Ruluji Beldesi, Coast Bölgesi,
  • Kiwira termik (kömür) enerji santrali projesi (200 MW), İleje Beldesi, Mbeya Bölgesi,
  • Kiwira – Mbcya arası 110 km uzunluğunda 400 kV’luk iletim hattının inşası (Kiwira’yı ulusal şebekeye bağlama amaçlı),
  • Chalinze-Morogoro-Dodma arası 316 km’lik 400 kV’luk iletim hattı (elektrik iletim kapasitesinin artırılması amaçlı).[16]

Tanzanya Yatırım Merkezi (TIC) Başkanı Clifford Tandari de, “Türk yatırımcıların Tanzanya’da yapacakları yatırımlarla hem kıtaya hem de dünyanın farklı ülkelerine karlı satışlar gerçekleştirebileceklerini” söylemiştir. Ayrıca ülkedeki yatırım olanaklarıyla ilgili de çeşitli bilgiler veren Tandari, 50 milyon aşkın nüfusuyla Tanzanya’nın Doğu Afrika’da ticari anlamda bir köprü görevi gördüğünü ifade etmektedir. Tanzanya’da endüstri, tarım, eğitim, su ve yer altı kaynakları alanında yatırım yapılmasının, Türk yatırımcılar açısından büyük fayda sağlayacağını belirten Tandari, “Türk ürünlerinin hepsi çok kaliteli. Tanzanya halkı, Türkiye’den gelen ürünlere güveniyor. Ayrıca Türkiye, Asya ve Avrupa’nın buluşma noktasında olduğu için bu bölgeden çok sayıda kişiyi ülkemize çekme imkanına sahip”, “büyük bir ekonomik güçsünüz. Her iki kıtadan da insanların gelmesi için çok önemli bir rol oynayabilirsiniz” şeklinde değerlendirmelerde bulunmuştur.[17] Türkiye’nin Tanzanya’da enerji alanında yatırımlar yapması hem Tanzanya hem de Türkiye için oldukça önemli bir fırsattır. Bu doğrultuda Doğu Afrika’da zaman zaman yaşanan siyasi sorunlar göz önünde bulundurulduğunda Tanzanya’nın yatırım açısından oldukça uygun bir ülke olduğunu söylemek mümkündür. Bu sebeple batılı devletler Tanzanya pazarını ele geçirmeden Türkiye’nin enerji yatırımı alanında kendisini daha fazla gösterecek olması her iki ülkeye de önemli bir ekonomik avantaj sağlayacaktır. Nitekim eğer uygun ve doğru strateji izlenebilirse Afrika’da sürdürülebilir kalkınmaya teknik anlamda önemli bir destek sağlama potansiyeline sahip olan Türkiye, kıta genelinde özellikle enerji alanında önemli yatırımlar gerçekleştirebilir. Hatta bu anlamda devlet eliyle yapılacak yatırımlar özel de Tanzanya genel de ise Afrika’daki enerji ağına giriş için önemli bir kapı aralayacaktır.

 

 

[1] Tanzanya tarihi hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. (Ahmet Kavas, “Tanzanya”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi (DİA), Cilt: 36, Yıl: 2010, ss. 582- 586). Ayrıca bkz. (Ahmet Kavas, “Zengibar”, TDVİA, Cilt: 44, Yıl: 2013, ss. 262- 267).

[2] “Tanzanya’nın Siyasi Görünümü”, T.C Dışişleri Bakanlığı, http://www.mfa.gov.tr/tanzanya-siyasi-gorunumu.tr.mfa (Erişim tarihi: 20.02.2020).

[3] Osmanlı- Zanzibar ilişkileri hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. (Hatice Uğur, Osmanlı Afrikası’nda Bir Sultanlık: Zengibar, Küre Yayınları, İstanbul, 2005).

[4] “Türkiye- Tanzanya Siyasi İlişkileri”, T.C Dışişleri Bakanlığı, http://www.mfa.gov.tr/turkiye-tanzanya-siyasi-iliskileri.tr.mfa (Erişim tarihi: 20.02.2020); “Türkiye- Tanzanya İkili İlişkileri”, 22.03.2016, http://darusselam.be.mfa.gov.tr/Mission/ShowInfoNote/254691 (Erişim tarihi: 20.02.2020).

[5] “Tanzanya’nın Ekonomisi”, T.C Dışişleri Bakanlığı, http://www.mfa.gov.tr/tanzanya-ekonomisi.tr.mfa (Erişim tarihi: 20.02.2020).

[6] Afrika’da doğal enerji kaynakları kullanım açısından oldukça önemli bir potansiyele sahiptir. Fakat yatırım eksikliği ve teknik konularda sorunlar yaşanılması sebebiyle Afrika ülkelerinin yaklaşık %35’i enerji sorunu yaşamaktadır. Elif Küçükkaya, “Afrika Kıta’sındaki Elektrik Güvenliği Trimbox’a Emanet”, Enerji Portalı, 15.10.2018, https://www.enerjiportali.com/afrika-kitasindaki-elektrik-guvenligi-trimboxa-emanet/ (Erişim tarihi: 20.02.2020).

[7] “Tanzanya Enerji Notu”, Dış Ekonomik İlişkiler Kurumu (DEİK), Rapor. Ayrıca bkz. (Sahra Altı Afrika Enerji Yatırım Ortamı Değerlendirmesi, Enerji İş Konseyi, Dış Ekonomik İlişkiler Kurumu (DEİK), Haziran 2017.

[8] “Tanzanya Ekonomik Görünümü”, T.C Darüsselam Büyükelçiliği, 22.03.2016, http://darusselam.be.mfa.gov.tr/Mission/ShowInfoNote/254689 (Erişim tarihi: 20.02.2020).

[9] “Tanzanya”, African Business, http://www.africanbusinesslife.com/tanzanya,SD_24.html (Erişim tarihi: 20.02.2020).

[10] “Yenilenebilir Enerjinin Zengin Ülkesi: Tanzanya”, http://www.idemahaber.com/yenilenebilir-enerjinin-zengin-ulkesi-tanzanya/ (Erişim tarihi: 20.02.2020).

[11] Enver Arpa, “Doğu Afrika’nın yükselen ülkesi Tanzanya’da küresel rekabet”, Anadolu Ajansı, 18.02.2020, https://www.aa.com.tr/tr/analiz/dogu-afrika-nin-yukselen-ulkesi-tanzanya-da-kuresel-rekabet/1737312 (Erişim tarihi: 20.02.2020).

[12] “Tanzanya ilk doğalgaz yakıtlı santralini kuruyor”, Enerji Günlüğü, 18.03.2016, https://enerjigunlugu.net/icerik/17708/tanzanya-ilk-dogalgaz-yakitli-santralini-kuruyor.html (Erişim tarihi: 20.02.2020).

[13] “Türkiye ile Tanzanya Arasındaki Ekonomik İlişkiler”, T.C Darüsselam Büyükelçiliği, 22.03.2016, http://darusselam.be.mfa.gov.tr/Mission/ShowInfoNote/254687 (Erişim tarihi: 20.02.2020).

[14] “Enerji yatırımları için Güney Afrika cazip”, Hürriyet, 30.07.2017, http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/enerji-yatirimlari-icin-guney-afrika-cazip-40535350 (Erişim tarihi: 20.02.2020).

[15] Tufan Aktaş, “Afrika’da istikrarın ülkesi: Tanzanya”, Anadolu Ajansı, 09.05.2017, https://www.aa.com.tr/tr/dunya/afrikada-istikrarin-ulkesi-tanzanya/814335 (Erişim tarihi: 20.02.2020).

[16] “Tanzanya Enerji Yatırımları Hk.”, İstanbul Maden ve Metaller İhracatçı Birlikleri Genel Sekreterliği (İMMİB), http://immib.org.tr/tr/duyuru-haberler-tanzanya-enerji-yatirimlari-hk.html (Erişim tarihi: 20.02.2020).

[17] “Tanzanya Türk yatırımcıları bekliyor”, 10.05.2017, https://www.bloomberght.com/haberler/haber/2011503-tanzanya-turk-yatirimcilari-bekliyor (Erişim tarihi: 20.02.2020).

Share.

Yazar Hakkında

Tuğrul Oğuzhan Yılmaz, 1993’te İstanbul’da doğdu. İlköğretim ve liseyi İstanbul’da bitirdi. 2015 yılında Beykent Üniversitesi İktisadi ve İdarî Bilimler Fakültesi’nden mezun oldu. 2016 yılından bu yana Yıldız Teknik Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Anabilim Dalı Harp Tarihi ve Strateji Programı’nda tezli yüksek lisans eğitimine devam etmektedir. Ayrıca İstanbul Üniversitesi Tarih Bölümü’ndeki ikinci lisans eğitimini sürdürmektedir. İyi seviyede İngilizce bilmektedir. Afrika ile ilgili çeşitli alanlarda araştırmalar ve çalışmalar yapmaktadır. Özelde Doğu Afrika üzerine çalışmakta olup; sınır anlaşmazlıkları ve güvenlik, Afrika siyasî tarihi, 1. Dünya Savaşı’nda Afrika, Afrika ve Sömürgecilik, Afrika’daki milliyetçilik hareketleri ve Osmanlı-Afrika ilişkileri üzerine akademik çalışmalarına devam etmektedir.

Yoruma Kapalı