Ekonomik Darboğazdan Toplumsal Buhrana: Sudan Protestolarının Analizi

0

Yaklaşık son 30 yıldır Sudan’ı yöneten Ömer el-Beşir hükümeti, 19 Aralık Çarşamba gününden beri başta Port Sudan ve Omdurman (Ümmü Dermân) kentleri olmak üzere birçok şehirde yayılarak devam eden protestolar nedeniyle zor günler geçirmektedir. Protestoların temel nedeni olarak 2011 yılından beri ülkede artan enflasyon sonucunda temel yaşam ürünlerinin fiyatlarındaki aşırı yükselme gösterilmektedir. Bu çerçevede makalede, son dönemde ekonomik daralmanın yaşandığı Sudan’da toplumsal harekete dönüşen söz konusu sürecin altında yatan ekonomik, siyasal ve sosyal açılardan temel sebeplerin anlamlandırılması ve çözüm yöntemlerinin neler olabileceği analiz edilecektir.

Sudan protestoları bağlamında, piyasalarda gerçekleşen bozulmalar, toplumu temel olarak iki açıdan etkilemiştir. Birincisi; piyasa ekonomisinin iç siyaset üzerindeki tesirinin, toplum nezdinde olumsuz bir etkiye sahip olmasıdır. Dolayısıyla piyasa güçlerinin ve fiyat mekanizmalarının topluma dayatılması geçmişten beri devam eden sosyal ilişkilerin ve kurumların zarar görmesine hatta dağılmasına sebep olabilmektedir. İkincisi; güç ve zenginliğin toplum içinde ve toplumlar arasında gerçekleşmiş olan dağılımın etkisidir. Teorik olarak toplumda yaşamını sürdüren her birey kendi çıkarları çerçevesinde piyasanın sunduğu fırsatlardan yararlanabilir; fakat pratikte bireylerin, toplumların veya devletlerin bu fırsatlardan yararlanma seviyeleri farklıdır.[1] Nitekim bu durum toplum nezdinde zenginlik ve refah açısından dengesizliğe yol açmaktadır.

Bu perspektiften bir ülkede ekonomik kriz; cari açık, bütçe açığı, yerli paranın aşırı değersizleşmesi, finans piyasalarında gözlemlenen sert dalgalanmalar, enflasyon ve işsizlik oranlarının artması ve jeopolitik risklerin ortaya çıkmasıyla kendisini göstermektedir. Bu çerçevede Sudan’daki protesto gösterileri, sayılan belirtilerden hareketle son yıllarda yaşanan ekonomik resesyon; bu bağlamda toplumun istekleri; iç ve dış aktörlerin protestolara karşı tutumu açılarından analiz edilecektir.

Toplumun İstekleri Çerçevesinde Sudan’da Ekonomik ve Siyasi Kriz

Yukarıda da bahsedildiği gibi ülkede son bir kaç yıldır artarak devam eden ekonomik daralmadan dolayı 19 Aralık’tan beri meydana gelen protesto gösterileriyle Ömer el-Beşir hükümeti zor günler yaşamaktadır. Bununla birlikte benzer protestoların 2011, 2013 ve 2016 yıllarında da gerçekleştiği ve onlarca insanın hayatını kaybettiği de bilinmektedir. Dolayısıyla Sudan toplumunun muhalif kesimi nezdinde el-Beşir iktidarı uzun yıllardır sorgulanmaktadır. Son olarak ülkede hükümetin 19 Aralık’ta bir ekmeğin fiyatını 1 Sudan cüneyhinden (poundundan) 3 Sudan cüneyhine yükseltmiş olması (hatta bazı bölgelerde 4 cüneyhe) yanında ekmeğin temininde yaşanan sıkıntılar ile son günlerde uzayan akaryakıt ve bankamatik kuyrukları, 2011 yılından beri artarak devam eden ekonomik daralmanın son noktası olduğu söylenebilir.[2]

Sudan’ı protestolara götüren ekonomik daralma, IMF politikaları çerçevesinde 2018 bütçesinin kabul edilmesiyle temel yaşam ürünleri olan ekmek, un, petrol ve elektrikte yapılan zamlar yüzünden gerçekleşmiştir. Bu bağlamda Sudan lirası, dolar karşısında değer kaybetmiş; kamu yatırımları düşmüş; piyasalarda nakit sıkıntısı yaşanmış ve dolayısıyla bankamatik önlerinde uzun kuyruklar oluşmuştur. Sudan hükümeti söz konusu süreci aşabilmek amacıyla 100 cüneyhlik banknotları basacağını açıklamıştır. Bu durum bir süre piyasayı rahatlatmış olacağa benzese de; kalıcı bir çözüm sağlayamayacaktır. Nitekim bu hamleyle hükümet bir çözüm amacı da gütmemiş; halkın tansiyonunu bir nebze olsun düşürmek istemiştir.

Sudan’ın son dönem ekonomisinde gerçekleşen bir diğer sorunda, dövizin karaborsada yüksek fiyattan satılması ve bu çerçevede hükümetin Sudan cüneyhini devalüe etmesidir. Karaborsacılar, Sudan cüneyhini piyasadaki fiyatının üzerinde bir fiyat vererek topluyor; bu durumda piyasada nakit sıkıntısına yol açıyordu. Bu bağlamda önlem almak isteyen Sudan hükümeti geçtiğimiz hafta 1 doları 75-80 Sudan cüneyhine[3] yükseltmiştir. Bu hamlenin Sudan cüneyhine daha fazla değer kaybettireceği bilinmesine rağmen gerçekleştirilmesi ciddi bir hatadır.

Sudan’da yaşanan protestoların toplum nezdindeki “siyasi” hoşnutsuzluğunun varlığı ise iki konu çerçevesinde analiz edilebilir. Birincisi; Aralık ayı başında Sudan parlamentosu tarafından mevcut lider Ömer el-Beşir’in 2020 seçimlerinde yeniden seçilebilmesinin önündeki engellerin kaldırılmış olmasıdır. Son yıllarda Sudan toplumunun muhalif kesimi, ülkede bir değişim olmasını ve mevcut başkan Ömer el-Beşir’in 2020 seçimlerinde kenara çekilerek bu “değişimin liderliğini” yapmasını talep ediyordu. Ancak söz konusu anayasa değişikliği ve ardından ekonomik daralmanın aşırı derecede hissedilmesi, halkın protesto gösterilerine katılmasının önünü açmıştır. İkincisi; sorunların çözümü adına Beşir’in ortak hareket etme amacıyla daveti[4] üzerine, Sudan’ın son seçilmiş Başbakanı ve Ulusal Ümmet Partisi lideri Sadık el-Mehdi’nin bir yıla yakın aradan sonra ülkeye gelerek, el-Beşir ile görüşmeden yönetimi “barışçıl bir geçiş hükümeti” sürecine çağırması, halk nezdinde protesto gösterilerine olan eğilimi arttırmıştır. Bu noktada bilinmesi gereken bir diğer önemli konuda 1989 yılında Mehdi’nin iktidardan düşürülmesi olayının Ömer el-Beşir’in Ulusal Kongre Partisi’ne yakın bir askeri grup tarafından gerçekleştirilmesidir.

İç ve Dış Aktörlerin Protestolara Karşı Tutumu

Sudan hükümeti, ilk günlerde doğaçlama gelişen protesto gösterilerine kolluk kuvvetleri ile müdahale etti. Biber gazı ve plastik mermi gibi sert müdahaleler[5] gerçekleştiren kolluk kuvvetleri protestocuları dağıtmaya çalışmıştır. 19 Aralık’tan bugüne kadar süren protestolarda, Sudan hükümetine göre 19, Uluslararası Af Örgütü’ne göre 39 kişi hayatını kaybetti.[6] Ayrıca Sudan polisinin sert önlemler aldığı haber ajansları[7] tarafından uluslararası basında rapor edildi. Bu durum bir iç savaş tehlikesinin meydana gelebileceğini akıllara getirmektedir. Nitekim bu durumu gören Sudan lideri el-Beşir, polisin göstericilere karşı ihtiyatlı davranması çağrısında bulunmuştur.[8]

Bunun yanı sıra Sudan’daki pek çok meslek ve sivil toplum kuruluşu da protestolara olan desteğini açıklamıştır. Bu çerçevede birçok meslek kuruluşu 31 Aralık Pazartesi gününden itibaren greve gidilmesi çağrısında bulunmuştur.[9] Protesto gösterilerinin geleceği noktasındaki bir diğer önemli aktör ise “Sudan ordusunun” tavrı olacaktır. Sudan ordusu tarafından yapılan yazılı açıklamada “ordunun ülke yönetiminin arkasında olduğu; halkın can ve mal güvenliği hususunda kararlı bir tutumun olduğu”[10] ifade edildi. Halk arasında darbe söylentileri olsa da; el-Beşir’in yaklaşık 30 yıllık iktidarı boyunca ordusuyla barışık hareket etmiş olması; söz konusu protesto gösterilerinin bir örgütlenme olmadan doğaçlama gelişmiş olması ve ordunun açıklaması da göz önüne alındığında herhangi bir darbe tehlikesinin olmadığı söylenebilir.

Ancak, Arap Baharı sürecinden de alınan derslerle, özellikle gelişmemiş ülkelerde her grubun her an taraf değiştirebileceği de göz önünde bulundurulmalıdır. Nitekim 2018 yılının Şubat ayında yeniden Sudan İstihbaratının başına getirilen Salih Abdullah Kuş, 2012 yılında el-Beşir’e karşı darbe teşebbüsünde bulunmuş; hapse atılmış ve yine el-Beşir’in onu affetmesiyle bir yılın ardından özgürlüğüne kavuşmuştur.[11] Bu noktada şaibeli bir generalin Sudan istihbarat servisinin başında bulunması, protestocu halk nezdindeki “sınırlı bir darbe” söylemini anlamlandırmaktadır.

Bununla birlikte dış aktörlerin yaklaşımı da protesto gösterilerinin geleceği noktasında önemli bir faktördür. Suudi Arabistan, Bahreyn, Katar[12], Mısır ve Güney Sudan’ın, Sudan hükümetine vermiş olduğu destek[13]; Arap Birliği Genel Sekreter Yardımcısı Hüsam Zeki’nin Sudan’da yaşananları Sudan’ın iç meselesi olarak değerlendirmesi[14], Beşir yönetiminin bu süreçte elini güçlendirmiştir. Ayrıca ABD, 2017 yılının Kasım ayında yaklaşık 20 yıldır süren Sudan’a yönelik ekonomik yaptırım kararını kaldırma açıklaması yapmıştı.[15] Görüşmeler şu anda ikinci aşamaya geçmeyi bekliyor; ancak ABD tarafından henüz protestolarla ilgili herhangi bir açıklama gelmedi ve bu bağlamda atacağı adım hem protestoların hem de Sudan ekonomisinin akıbeti açısından önemli olacaktır.

Sonuç Yerine

Bütünüyle 19 Aralık’tan beri süregelen Sudan protestolarını toparlayacak olursak, muhalif toplumu buna iten temel sebepleri ve reform önerilerini aşağıdaki on bir maddede sıralayabiliriz. Bunlar:

  • Sudan’da çoğulcu bir yönetim biçiminin hayata geçirilmesi gerekmektedir. Bu bağlamda ileri demokrasiler örnek alınarak, çoğulcu bir yönetim biçimi tatbik edilmelidir. Bununla birlikte söz konusu önerinin tartışılacağı platformlar oluşturularak, protestolara katılan halkın temsilcileri davet edilmelidir. Bu temsilcilerin önerileri ciddiyetle dinlenilmeli ve mümkün olanlar yapısal değişimlere entegre edilmelidir.
  • 2011 yılında Güney Sudan’ın ayrılmasına ve Darfur olaylarının yaşanmasına neden olan ayrıştırıcı politikalar. Yöneticilerin kullandığı ayrıştırıcı dil ve politikaların sonlandırılması için, devletin en üst noktasından başlayarak, en alt tabakadaki memura kadar yeni oluşturulan kapsayıcı ve bütünleştirici dilin hâkim olması gerekmektedir. Bununla birlikte söz konusu söylemlerde gerçekleştirilecek dönüşümün eylemlerde de aktif olduğu halka gösterilmelidir.
  • 2009 yılında başlayan ülke ekonomisindeki daralma ve 2011 yılında bölünmeyle birlikte petrol rezervlerinin yaklaşık % 75’ini kaybetmesi sonucunda durumun daha da kötüye gitmesi. Üretimde ve tüketimde petrol bağımlılığının azaltılması için yapısal reformlara gidilmelidir. Ülkenin sahip olduğu diğer kaynakların aktif bir şekilde kullanımını sağlayacak yeni üretim teknikleri geliştirilmelidir.
  • Son yıllarda ekmek, un, benzin ve gaz gibi temel yaşamı etkileyecek ürünlerin kıtlığı sonucunda fiyatlarının artması. Bu noktada hükümet, enflasyon ve döviz ile mücadele edeceği para ve maliye politikası araçlarını etkin bir şekilde kullanarak, piyasadaki emtia bağlamında arz ve talep dengesini sağlayabilir. Bu çerçevede piyasadaki nakit sıkıntısı da çözülecektir. Bu öneri bağlamında para politikası, tam bağımsız bir merkez bankasına devredilmelidir. Maliye politikası noktasında ise enflasyonla mücadele ederken işsizliğe dikkat edilmelidir. Nitekim bu kapsamda yolsuzlukla topyekûn mücadele edilmeli ve devletin israf konusuna dikkat ederek tasarruf hususunda halka örnek olacak adımlar atılmalıdır.
  • Ülkede ulusal paranın değerinin aşırı düşmesi ve dövizin üst seviyede artmasıyla birlikte karaborsacılığın yükselmesi. Karaborsa ile devletin aktif bir şekilde mücadele etmesi gerekmektedir. Fakat bunu yaparken halka baskı yapılmamalıdır. Hukukun üstünlüğü ilkesine bağlı kalarak cezai yaptırımlar karaborsacılara uygulanmalıdır.
  • El-Beşir’in 2020 seçimlerinde aday olabilmesi için parlamentoya gerekli anayasa değişikliğini yaptırması muhalif halkın protesto gösterilerini başlatmasında önemli bir etken olmuştur. Bu noktada protesto gösterisi düzenleyen halkın temsilcileriyle yapılacak görüşmelerde 2020 seçimlerinde, hukukun üstünlüğüne dayalı, şeffaf ve hesap verebilir bir seçim sürecinin gerçekleştirileceği taahhüdüyle ikna edilmelidir.
  • Sudan hükümeti işveren, kamu, üniversiteler ve sivil toplum temsilcileriyle bir araya gelerek ekonominin acil eylem, orta vadeli ve uzun vadeli kalkınma programlarına uygun bir şekilde söz konusu süreci işletmesi gerekmektedir. Bu bağlamda ülkenin siyasi, coğrafi, iklimsel ve etnik açılardan bölgelerine göre kalkınma hedefleri belirlenmelidir. Bu çerçevede gerekli projeler ve politikalar üretilerek hayata geçirilmelidir.
  • Halkın asli ihtiyaçları olan hukuk, eğitim ve sağlık sistemlerindeki sorunlar giderilmeli ve iyileştirilmelidir.
  • Ülkede ticaretin ve üretimin geliştirilmesi için gerekli altyapı çalışmaları ivedilikle tamamlanmalıdır. Bu bağlamda yabancı sermayenin ülkeye çekilmesi adına, sübvansiyon, vergi muafiyeti gibi konular gündeme alınabilir.
  • Piyasada fırsat eşitliğini sağlayabilmek açısından halka kaynakların adil paylaşılmasını taahhüt edecek eylem planları oluşturulmalıdır. Milletin refah seviyesinin yükselmesi sonucu devletin zenginleşeceği ilkesi, bir devlet politikası olarak hüviyet kazanmalıdır. Bunun sonucunda yatırımlar artacak ve işsizlik oranı düşecektir.
  • Dış politikada hem bölgesel hem de küresel düzeyde dostane ilişkiler kurulması ve özellikle yakın olarak görülen ülkelere “güven” verilmesi oldukça önemlidir.

DİPNOTLAR

[1] Robert Gılpın, (2011), Uluslararası İlişkilerin Ekonomi Politiği, Murat Duran, Selçuk Oktay, M. Kadir Ceylan, Gürkan Polat, Ümit Özdağ (çev.), Ankara, Kripto, ss. 38-39

[2] Osha Mahmoud, ‘It’s more than bread’: Why are protests in Sudan happening?, https://www.middleeasteye.net/news/its-more-bread-why-are-protests-sudan-happening-468957326

[3] Mustafa Efe, Sudan’da ekonomik kriz ve muhtemel senaryolar, https://www.aa.com.tr/tr/analiz-haber/sudan-da-ekonomik-kriz-ve-muhtemel-senaryolar/1348245#

[4] a.g.m.

[5] Tear gas used as Sudan protests continue, https://www.bbc.com/news/world-africa-46700412

[6] Sudan’s al-Bashir tells police to limit force against protesters, https://www.aljazeera.com/news/2018/12/sudan-bashir-tells-police-limit-force-protesters-181230141219570.html

[7] Sudanese Protests, After Days of Violence, Turn Anger Over Bread Toward Bashir, https://www.nytimes.com/2018/12/24/world/africa/sudanprotests.html?action=click&module=RelatedCoverage&pgtype=Article&region=Footer; Sudan Police Break Up New Protests as Opposition Leader Arrested, https://www.voanews.com/a/sudan-police-break-up-new-protests-as-opposition-leader-arrested/4720344.html;  Thousands Demonstrate in Sudan Against Bashir’s Rule, https://www.nytimes.com/aponline/2018/12/28/world/middleeast/ap-ml-sudan.html

[8] Sudan’s al-Bashir tells police to limit force against protesters, https://www.aljazeera.com/news/2018/12/sudan-bashir-tells-police-limit-force-protesters-181230141219570.html

[9] Sudan professionals call for New Year’s Eve march to presidency, https://www.aljazeera.com/news/2018/12/sudan-professionals-call-year-eve-march-presidency-181229172918697.html

[10] Mustafa Efe, Sudan’da ekonomik kriz ve muhtemel senaryolar, https://www.aa.com.tr/tr/analiz-haber/sudan-da-ekonomik-kriz-ve-muhtemel-senaryolar/1348245#

[11] General Salah Gosh Sworn in as Sudan’s Security Chief, http://awate.com/general-salah-gosh-sworn-in-as-sudans-security-chief/

[12] Sudan’s protests point to weaknesses in Bashir’s rule, https://www.washingtonpost.com/world/middle_east/sudans-protests-point-to-weaknesses-in-bashirs-rule/2018/12/27/71a68702-09a1-11e9-8942-0ef442e59094_story.html?noredirect=on&utm_term=.33959d4744d0

[13] Egypt Voices Support for Protest-hit Sudan, https://www.voanews.com/a/egypt-voices-support-for-protest-hit-sudan/4718231.html

[14] Arap Birliği: Sudan’daki olaylar iç mesele, https://aawsat.com/turkish/home/article/1519001/arap-birli%C4%9Fi-sudandaki-olaylar-i%C3%A7-mesele

[15] US eases economic sanctions on Sudan, https://www.theguardian.com/world/2017/oct/06/us-eases-sanctions-against-sudan-citing-improvements-on-human-rights

Share.

Yazar Hakkında

Kaan Devecioğlu, 1991 yılında Ankara’da doğdu. 2014 yılında Ankara Turgut Özal Üniversitesi, Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümünden, onur öğrencisi olarak lisans derecesini aldı. 2017 yılında Yıldırım Beyazıt Üniversitesi, Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler anabilim dalında “Türkiye-Afrika İlişkilerinin Politik Ekonomisi: Sudan Örneği” konulu tez çalışması ile yüksek lisansını, yüksek onur öğrencisi olarak tamamladı. Bununla birlikte 2016 yılında tez araştırma bursuyla Almanya Erfurt Üniversitesi, Devlet Bilimleri fakültesinde politik ekonomi konusunda hem dersler aldı hem de araştırmalarda bulundu. Yüksek Lisans yaptığı süreçte akademik projelerde asistanlık yaptı. Uluslararası hakemli dergilerde kitap incelemeleri ve uluslararası hakemli kongrelerin bildiri kitaplarında tam metin olarak yayınlanmış makaleleri bulunmaktadır. İleri düzeyde İngilizce bilmektedir. İlgi alanları; Türk Dış Politikası, Politik Ekonomi, Sudan özelinde Afrika ve Uluslararası İlişkilerde Yapay Zeka’dır.

Yorum Yap